Ned elinde ki kitabı rafa koyduktan sonra odada daha fazla durmamaya karar verdi, Bugün Anka Şehrinde ki ilk günüydü ve bütün gününü odasında geçirmenin israf olacağını düşündü. Masanın üstüne koyduğu kartını aldı ve kapıya yöneldi, Çıkmadan önce güzel odasına memnuniyetle baktı ve çıktı.
Odanın kapısını kapatıp koridordan yürüyüp dışarıya çıktı. Etrafta bir saat öncesine göre çok fazla insan dolanıyordu özellikle öğrencilerin ellerinde tuttuğu kağıtlardan ve etrafa şaşkın ifadelerle bakmalarından hepsinin yeni olduğu anlaşılıyordu. Ned etrafı kolaçan edip bir süre boş boş nereye gideceğine bakındı. Şehri gezmek istiyordu fakat önceliği okula vermişti.
'Sonuçta burada uzun bir süre yaşayacağım. Her yerini bilmek çok faydalı olacaktır.'
Ned kendi kendini teşfik ettikten sonra 6 katlı binanın yanında duran kolezyum benzeri alana doğru yürüdü. Daha önce hiç görmediği bir şekilde yapılmış olan alan okula ilk girdiği andan beri dikkatini çekmişti.
Kısa bir yürüşten sonra öğrencilerin arasından geçerek koleziyomun önüne geldiğinde yukarıya başını kaldırdı. Kolezyumun büyük duvarları ağzının açılmasına sebep olmuştu,
'Aman Tanrım. Kan Kasabasında ki bütün evleri bir araya getirsek bu kadar yükseğe ulaşmaz sanırım.'
Abartılı bir şekilde Kolezyumu tarif ettikten sonra kolezyumun açık olan girişine yöneldi. Kemer şekilinde ki girişi geçerken mimariye hayran kalmıştı. Herşey taşlarla birbirine tutturulmuş ve en ufak bir beton kullanılmamıştı.
'Acaba bu taşları nasıl üst üste koydular. Kesin 6.Seviye Savaşçılar veya daha üst seviyede ki insanlar çalışmıştır. Kan Kasabasında 6.Seviye bir savaşçıya ev yaptırmak isteseydim herhalde beni döverek öldürürdü.'
Ned kolezyumun merkezine açılan koridorda bir süre yürüdü, ardından geniş bir alana geldi ve büyülenmiş gibi etrafa baktı. Kolezyumun merkezinden seyirci koltukları aşırı derecede fazla görünüyordu.
'Aman Tanrım. Burada ki koltukların hepsine insanlar oturursa yüzbinlerce hayır hayır milyonlarca insan sığar. Ne kadar da büyük.'
Ned kolezyuma büyülenmiş gibi bakarken gözleri seyirci koltuklarında oturan kişilere ilişti ve bir anda olsa onları kıskandı.
'Acaba o koltuklardan burası nasıl görünüyordur.'
Merakına yenik düşerek hızlıca açıklık olan merdivenlere yürüdü, merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladı ve yorucu bir tırmanıştan sonra en yüksek noktaya ulaştı. Arkasını dönüp aşağıda ki manzaraya baktığında.
'Hahahaha... Buradan insanlar karınca gibi görünüyor. '
Ned kolozyumun merkezinde duran insanlara bakarak gülümsedi, bu anın keyfini çıkartmak için uygun bir yere oturdu ve izlemeye başladı.
'Bu kadar yüksekte kendimi tanrı gibi hissediyorum.'
Ned gülümseyerek konuştu ,
'Değil mi ? Bende aynen öyle hissediyorum.'
Ned yanından gelen sesle irkildi ve başını çevirdi. Yanında duran çocuğu görünce neredeyse taş koltuktan düşecekti. Hızlıca kendini toparladı fakat onun bu halini gören çocuk kahkahalar atarak gülmeye başladı. Ned biraz bozulmuş olsa da çaktırmamak için elini başına atıp yalancı bir gülümsemeyle karşılık verdi.
'Merhaba Benim adım Jonas... 7 Yaşındayım ve övünerek söylüyorum ki Orta Derece yoğunluklu bir Ateş büyücüsüyüm. Kıskandın değil mi ? Hahahaha... Gelecekte bir problemle karşılaşırsan bana söylemeye çekinme belki seni kororum ama bana patron demen şartıyla.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasyFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...