Bir tepenin üstünde 5,6,7,8, yaşlarında toplam 100 çocuk küçükten büyüğe doğru sıralı bir şekilde oturmuş karşılarında duran yaşlı adama bakıyorlardı.
Adamın beyaz sakalları göğsüne kadar uzanıyordu. Uzun ve gür saçları arkadan topuz yapılmıştı, Taşın üstünde otururken biraz öne doğru eğilmiş ve elinde tuttuğu altın ve değerli taşlarla kaplı bastonuna ağırlığını veriyordu.
Çocuklar ihtiyarın gözlerinin içine hevesle bakıyor ve anlatacaklarını dinlemek için heyecanla ve sabırla bekliyorlardı.
İhtiyar önce boğazını temizledi. Gözlerinin içi parlayan 100 çocuğa dikkatlice baktıktan sonra onların bu kadar hevesli olmasından memnun bir şekilde tek eliyle sakalını okşadı.
Her birine bakıp gülümsedi fakat gülümsemesi sanki hepsine ayrı ve özel bir şekilde gülüyormuş gibi ışık saçıyordu.
Sakin bir şekilde çocukları daha fazla bekletmek istemeyerek anlatmaya başladı,
'Başlangıç da Evrende hiç bir şey yoktu. Sadece tek bir şey haricinde. Evrenin merkezi ve bütün gezegenlerin,Yıldızların,Galaksilerin yani bütün her şeyin atası Tanrı Yıldızı Hariç.
Sayısız Yıl boyunca gücüyle bütün evreni besledikten sonra bir gün sebebi bilinmez bir şekilde Tanrı Yıldızı patladı.
O zamanlar henüz yeni oluşmaya başlayan Güneş sisteminin doğumundan tam 10 Milyar Yıl önce patlamıştı ve içindeki engin güç bütün evrene yayılmıştı. Kabuğunu kaplayan güç yayılsa da asıl önemli olan şey Tanrı Yıldızının çekirdeğiydi. İşte o Çekirdekte henüz yeni oluşan bizim sistemimize girdi ve ardından.
Toz bulutuyla kaplı güneşin yörüngesinde Güneşin büyüsüne kapılmış gibi etrafında dolaşırken mutlak yer çekimi toz parçalarını yavaşça kendine çekti. Toz parçalarını bünyesine topladıkça büyüdü, büyüdükçe şekillendi. Yıllar akıp geçti ve tam 250 Bin Yıl sonra Tanrı Yıldızı Çekirdeğinin etrafı trilyonlarca toz parçası ve kayanın bir araya gelmesiyle toprakla çevrelendi.
Büyüdükçe çekim gücü arttı ve çekim gücü arttıkça başı boş dolaşan meteorları kendisine çekti. Yüzeyi gök taşlarıyla dövüldü ve dövüldükçe kraterler açıldı. Bir felaket manzarası gibi görülen bu sahne aslında yaşamın ilk tohumlarını eken mucizelerdi.
Dünya'nın oluşumu aralıksız 1 Milyon Yıl daha devam etti. İlk yaşam belirtileri minik su birikintilerinin içinde ortaya çıkan bakterilerdi, Devam eden 1 Milyar Yıl boyunca Suyun,Toprağın ve her şeyin hakimi onlardı.
Zekadan yoksun basit tek hücreli bakteriler geliştikçe Dünya'nın merkezinden gelen güçle büyüdü. Büyüdükçe daha da amansız yaratıklar haline dönüştü. Bedenleri yeşil balçıkla kaplı ve kirli yeşil yüzlerinin üzerinde kara delikler gibi dipsiz iki siyah göz vardı. Dünyaya hükmettiler. Atmosferi olmayan dünyanın uzaydan çektiği radyasyonlanla görünüşleri değişti fakat bu ilk canlıları bekleyen kader tam bir felaketti.
Güneş Sistemi oluşurken ortaya çıkan Güneşin amansız kötü küçük kardeşi Nemessiz Tam bir milyar yıl sonra tekrar Güneş Sistemine yaklaştı ve çocuklarına zarar vermek istermişcesine Güneş Sisteminde ki gezegenlerin düzenini alt üst etti.
Gezegen olmayı başaramamış sayısız ufak kaya parçası ve devasa dağ boyutunda ki kayalar kafeslerinden çıkmış azgın hayvanlar gibi bütün Gezegenlerin üzerine saldırıya geçti.
Bir kısmının rotası katletmek istermişcesine Dünya ya dönmüşken. Dünyada kendini her şeyin hakimi sanan zavallı yaratıklar gelen sondan habersizlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasíaFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...