Dokuz Güneş Tanrısı

Bölüm 96: Ye Qingfeng

DOKUZ GÜNEŞ TANRISI
C96
Pubfuture'a göre reklamlar

Qin Yun çoktan olgunlaşmıştı ve Üç Gizemli Akademiye gitmek üzereydi.

Gücüyle kesinlikle öne çıkıp Siyah Seviye Dövüş Akademisine başarıyla girebilirdi. Böylece Qin Yonghe rahatlayıp gizemli Bulut Ejderha Sıradağlarını keşfedebildi.

“Büyük Büyükbaba… Peki, bana verecek başka bir şeyin yok mu?” Qin Yun başını kaşıdı ve kıkırdayarak söyledi.

Qin Yonghe'nin uzun yıllardır Müdür olduğu için kesinlikle çok zengin olacağını hissetti.

"Daha erken olsaydı daha iyi olurdu. Sahip olduğum tüm kaynaklar Mavi Ruh Yıldız Sarayı tarafından alındı!" “O zamanlar Hua Ling Wu Akademisinin kurucusu Mavi Ruh Yıldız Sarayından geliyordu, bu yüzden fazla bir şey söyleyemedim.”

Başlangıçta çok sevinen Qin Yun, hemen büyük bir hayal kırıklığına uğradı.

Qin Yonghe, Qin Yun'u görünce yürekten güldü. "Merak etme. Hala senin için bir şeyim var. Al onu!”

Qin Yun onu eline aldı ve baktı. Elli mor paraydı, yani elli bin kristal paraya eşdeğerdi. İğrenç bir bakışla onu sakladı. Sivrisineklerin bacakları da etliydi. Hiç yoktan iyiydi.

Onun küçümseyen ifadesi Qin Yonghe'nin bir gülümsemeyle azarlamasına neden oldu: "Seni küçük velet, sen yazıtçı değil misin? Sana bir şey sormak istiyorum."

“Dövüş sanatlarında eksik olmamalısın. İçsel güç yetiştirme yöntemi... 'Qin Ruh Sanatı'nı mı istiyorsunuz? ”

"Gerek yok!" Qin Yun'da Stellar Sun Heart Sutra vardı ve Qin Lianfeng'inkinden çok daha iyiydi. Kendi dövüş sanatlarında yürümesine izin verdi.

Herhangi bir dövüş becerisinden yoksun değildi. Az önce elde ettiği Tsunami Tekniği en yüksek seviye Kaynak Derecesi becerilerinden biriydi.

Qin Yonghe bir mektup çıkardı ve gülümseyerek şöyle dedi: "Bu mektubu alın ve Gizemli İşaretleme Salonuna gidip onu Duan Qian'a iletin. Ona Üç Kaynak Akademisine gitmeni ayarlamasını söyle."

Gizemli Desen Sarayı ile Siyah Seviye Dövüş Sanatları Akademisi arasında yakın bir ilişki var gibi görünüyordu. Gizemli Desen Sarayı, Siyah Seviye Dövüş Sanatları Akademisine çalışmalarında sıklıkla yardımcı oluyordu.

Qin Yun, Qin Yonghe'yi mağaradan takip ederek devasa dağın tepesine geldi. Gökyüzündeki dokuz kavurucu güneşe baktı.

Qin Yonghe'nin yüzü özlemle doluydu ve hafifçe şöyle dedi: "En gizemli şey hala bu Dokuz Güneş. O zamanlar eski Okul Müdürü bir defasında eğer biri dokuz güneşin sırlarını araştırabilirse dokuz güneşin gücünü elde edebileceklerini söylemişti. ”

“Elbette şu anki gücümle bunu düşünmeye bile cesaret edemem. Dokuz Issız Ülke'nin sınırında, şu anda ruhsal enerjinin ve kaynakların kıt olduğu korkunç bir durumdayız. Çevre nedeniyle tehlikeli Bulut Ejderha Sıradağlarını geçip Savaşçı Issız Topraklarına doğru yola çıkmamız gerekiyor. Dövüş yolunun yeşerdiği ve parladığı yer burasıdır.”

"Büyük büyükbaba, Bulut Ejderhası Sıradağları'nda dikkatli olmalısın!" Qin Yun fısıldarken son derece isteksizdi.

"Yeterince gücüm var, benim için endişelenmene gerek yok. Dövüş Issızlığı Diyarında tekrar buluşacağız… Sonra görüşürüz!” Qin Yonghe yüksek sesle güldü. Ateşli bulutun üzerine basarak göz açıp kapayıncaya kadar uzakta kayboldu.

Qin Yun depresif bir ruh halindeydi. Nazikçe iç çektikten sonra ruh halini sakinleştirdi ve Başkan Zhang'a veda etti. Geçtiğimiz günlerde gösterdiği ilgiden dolayı kendisine teşekkür etti.