Dokuz Güneş Tanrısı

Bölüm 171: Yıldız Dövüş Ruhu (Part2)

DOKUZ GÜNEŞ TANRISI
C171
Pubfuture'a göre reklamlar
Canlarım dokuz Güneş Tanrısı sonu 2 seri için hazırlıklara başladım bile biraz vakitimi aldı ama üzün sürdü bu bölümlerde heyecan verici olucak

Qin Yun taş duvarın çatladığını görünce aceleyle Dokuz Yang Ruhu Birleşme Dizisinin taş levhalarını topladı ve Qiao Ruiwen'in yanına geldi.

"Son saldırı!" İki yüz yıldan fazla bir süredir bu yerde kilitli kalmıştı ve yeniden gün ışığını görmek üzereydi.

O kadar heyecanlıydı ki eli hafifçe titredi. Yavaşça ittiği güçlü bir kuvvetle yoğunlaşmıştı. Taş duvara dokunduğunda kıyaslanamayacak kadar şiddetli bir patlama meydana geldi!

"Pat, pat, pat!" Birçok taş oda aniden çöktü.

Bulundukları en büyük taş odada büyük taş tuğla parçaları düşmeye devam ediyordu.

Qiao Ruiwen, Qin Yun'u ve kendisini bu bariyerin içine saran bir bariyer oluşturmak için içsel gücünü kullandı. Daha sonra bir kez daha duvara çarptı ve duvarda doğrudan yere kadar uzanan büyük bir delik oluştu.

"Yaptık!" Qiao Ruiwen heyecanını bastıramadı. Yüksek sesle güldü ve dışarı çıkarken Qin Yun'u da yanına çekti. Bir anda yere ulaşmıştı.

"Büyükanne Qiao, burada Tian Qi Krallığından insanlar olabilir, dikkatli olmalıyız!" Qin Yun usulca söyledi. Çevreye karşı dikkatliydi.

Qiao Ruiwen yer altı sarayındayken Qin Yun'un Mavi Ruh Yıldız Sarayı'ndan bahsettiğini duymuştu. Ayrıca Yıldız Sarayı'nda birçok güçlü dövüş sanatı yetiştiricisinin bulunduğunu ve onların onun ruh arıtma tekniğine kesinlikle imreneceklerini biliyordu.

"Şimdilik dışarı çıktığımızı kimsenin bilmesine izin veremeyiz!" Heyecanının ardından sakinleşti.

Qin Yun mavi taşlı binaya baktı ve yıkıldığını gördü. Tian Qi İmparatorluğu'ndan insanlar geldikleri sürece bariyeri aştıklarını kesinlikle bilecekler ve hiçbir şeyi gizleyemeyeceklerdi.

"Bunu nasıl örtbas edeceğiz? Yeraltı sarayı çöktüğünde oldukça gürültülüydü ve etrafı titriyordu. Yakınlarda devriye gezen Tian Qi Krallığından insanlar olmalı. Yakında burada olacaklar." Qin Yun etrafına baktı ve çevreyi hissetmek için ruh enerjisini serbest bıraktı. Eğer biri gelirse onları zamanında susturabilirdi.

Qiao Ruiwen'in yüzü ciddiydi. "Görünüşe göre sadece Ata Lan Xiao'nun kadim yasak tekniğini kullanabiliriz!"

Qin Yun şok içinde sordu: "Eski Yasak Teknikler mi? Bu nedir? ”

“Bir göktaşının düşmesine neden olabilir… Ancak kullandıktan sonra çok fazla enerji harcayacak ve iyileşmesi biraz zaman alacak! " Qiao Ruiwen, "Eğer yasak bölgeden çıktığımı bilselerdi beni kesinlikle her yerde kovalarlardı... sen bile çok tehlikedesin. ”

Elindeki bastonu sıkıca tutarken dudakları hafifçe hareket etti. Vücudundan güçlü enerji dalgaları fışkırdı ve çevredeki rüzgarın çılgınca esmesine neden oldu.

Aniden baskıcı bir aura ortaya çıktı ve etraftaki tüm ağaçlar koptu.

Qin Yun başını kaldırdı ve devasa bir meteor gördü.

"Ahhh!!" Qiao Ruiwen sefil bir şekilde çığlık attı. Vücudundan sızan enerji daha da şiddetli hale geldi. Daha sonra, gevşek bir şekilde yere yığılırken tüm vücudu emilmiş gibi görünüyordu.

Zayıf bir şekilde şöyle dedi: “Çabuk!! Defol buradan!”

Qin Yun, Alev Bulutu Adımlarını kullanarak en hızlı hızıyla gökyüzüne doğru koşarken onu sırtında taşıdı.